Nadir Yürüktümen

Ömer Tömek Hocamız ve 31 yıl yanında çalıştığım saygıdeğer patronum Necati Kurmel ile birlikte çok uzun yıllar yaşadığımız süreçleri bir veya birkaç paragrafa sığdırmanın imkanı yok. Hocam ile yakın mesaisi olanlar bilir, birlikte olduğunuzda veya telefonda konuştuğunuzda zaman yetmemiştir. Sürekli yeni bir şeyler duymanın yarattığı heyecan ile görüşme süresi her zaman yetersiz olmuştur. Necati Bey ve Hocam ile yaşadıklarım buradaki sınırlı sütunlara değil, kitaba dahi sığmayacak büyüklükte. Bu nedenledir ki hoşgörülerinize sığınarak bir miktar uzun yazacağım. Karşısındaki insanların hangi pozisyonda olmasına, kim olmasına, neleri yapabileceği ön yargısına kapılmadan bilgi birikimini paylaşan, uygulatan, sonuçları izleyen tevazusu ile bana olduğu kadar, çalıştığım kuruma, mesai arkadaşlarıma, en önemlisi de ülkemiz tarım ve hayvancılığına çok önemli değerler kattı. Çok uzun yıllar çalıştığım Saray Grubunun Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Necati Kurmel Bey vesilesi ile tanıştığımız bilim insanı Ömer Tömek Hocamızı Türkiye tarım ve hayvancılık sektörünün Google’u olarak niteledim. Müthiş sayısal zekası ile, düşüncelerini kaleme alma, dile getirme, tevazu ile öğretme ve uygulatma konusunda; bana, çalıştığım kuruma, en önemlisi de ülkemiz tarım ve hayvancılığına öncü katkısı oldu. Okuyan herkesin; ben de bunu biliyor ve söylüyorum, hatta uyguluyorum diyebileceği ancak bunları 1990’lı yılların başında ifade eden, önemini anlatan, uygulatan bir kaç anektod paylaşmak istiyorum. *Damızlıkçı ve besi işletmelerinde açık işletmelerinin öncüsü olmuştur. (Havalandırma pencerelerinin naylon, bez vb ile ele ne geçerse kapatıldığını bir çoğumuz hatırlıyordur) *Padok planlamasında hakim rüzgar yönü, sundurma planlamalarında radyasyon ısısına maruz kalmamanın önemini, hayvan refahı ilişkisi ile ne tür sonuçlar vereceğini rakamsal boyuta kadar ifade ederdi. *Padok alanlarının mutlaka toprak olmasının hayvan refahı için olmazsa olmaz yönlendiricisi olmuştur. Gelin görün yeni yapılarda dahi her yer beton zeminlerle kapatılmaktadır.(Beton-kilit parke zeminli padokların yanına 1 3’ü kadar bir toprak alan oluşturulduğunda hayvanların tamamının toprak zeminli alanlarda, sığmayanların ise bu alanın hemen yakınında ayakta sıra beklediğini bizler yaşadık) *Damızlık hayvan seçiminde sağlıklı sürü elde edebilmek için bir kaç ülke ile çalıştıklarını fiyat uygunluğu olması nedeni ile de diğer ülkeleri tercih etmememizi önermiş, kendileri de bu ülkeler dışında hiç ama hiç aracı olmama ilkesini-iradesini uygulamışlardır. Önerilen ülkelerden alınan damızlıkçı düveler ile diğer ülkelerden alınan damızlık düvelerin sürüde kalma, doğurganlık, ama en önemlisi hastalıklar konusundaki verileri Ömer Tömek Hocamızı haklı çıkarmıştır. *Sürüde oluşan hastalıkların: 1-Satın alma, 2-Ahılın tasarım yapısı, 3-Beslenme ile oluşacağını her zaman ifade etmiştir. Satın alma dönemindeki tahlil-analizler, ahıl tasarımındaki mühendislik verileri(Çatı yüksekliği,çatı eğimi, zeminin temizliğinin en az enerji ve iş gücü ile kontrolü, havalandırma alanlarının miktarı, yatak-durak demirlerinin ideal ölçüleri, zemin yataklarının uygun olmaması halinde ayakta kalma süresinin ve sayısının artacağı, ahıl içerisinde oluşan amonyak gaz birikiminin ise zamanla hastalıklara neden olacağı vb), beslemede-rasyonda kullanılan malzemelerin besin içerik değerlerinin hassasiyetle belirlenmesi ile hayvanların fiziksel, bedensel, ruhsal sağlıklarının süt verimi ve doğurganlık verilerini en ideale yaklaştıracağını defalarca anlatmasına rağmen maliyet unsurlarını dikkate alarak yaptığımız yanlışlar ile Ömer Tömek Hocamız her zaman haklı çıkmıştır. *Ülkemizin her bölgesinde yetiştirilebilen yoncayı ve yoncanın biçim zamanının süt ve besi işletmeleri için önemini sürekli olarak anlatmıştır. (Yoncanın protein kaynağı olarak alternatifinin ise ayçiçeği tohumu küspesi ve soya tohumu küspesi olması, bunların da ithalata bağımlılığı maliyetlerin kontrolsüz artışı her zaman handikap olmuştur) *İşletmelerin ihtiyacı olan kaba yemi çiftliğine en yakın alanda kendisi üretmeyenin faaliyetlerini yürütemeyeceğini her fırsatta ifade etmiştir. *Damızlık Süt işletmelerinde yem-rasyon kazırlamada kullanılan yem vagonu tercihinin yatay helezonlu olması gerektiğini 30 yıl önce söylemiş, her sorun konuşulduğunda da tekrarlamıştır. Ancak yakıt maliyeti, hazırlama süresi, makine kullanım ömrü nedeni ile birçok damızlık süt işletmelerinin büyük bölümü dikey helezon tercih etmiş belki de halen tercih etmektedir. Hocam ise bu verilerin süt verimi, doğum aralığı, sürünün ortalama laktasyon sayısı ile karşılaştırılması gerektiğini her zaman ifade etmiştir. *Her fırsatta süt üreticisi para kazanmazsa üreticilerin üretimden kaçacağını, damızlık hayvanlarını kesime vereceğini bunun sonucu olarak ilk etapta karkas eti, sonrasında ise süt ürünlerinde ithalata bağımlı kalınacağını ifade ederdi. Merkez Bankası, TÜİK verileri ve söylemleri ile bu sektör yüksek enflasyonun sebebi olarak gösterilmiş, süt fiyatları baskı altında tutulmuş, karkas ithalatı ile sektörün para kazancı zararı yönlendirilmiştir. Sonuçta Ömer Tömek Hocamızın söylemi ile korkulan olmuş, mutlu olmayan, baskı altında tutulan bir tarım-hayvancılık sektörü oluşmuştur. Ülkemizde kamu hariç, 100 -200 büyükbaş damızlık hayvan varlığına sahip işletme sayısının 5-10 adet olduğu yıllarda, 500 büyükbaş süt hayvancılık işletmesi ile Aytaç Et Entegre(Rakamsal hatam olabilir), yine 100-200 büyükbaş damızlık hayvan varlığına sahip işletme sayısının 40 adet olduğu yıllarda ise Saray Tarım ve Hayvancılık İşletmelerinde 3.000 büyükbaş süt hayvancılık işletmesinin kuruluşuna, yönetilmesine her aşamada destek sağladı. Ömer Tömek Hocamızı tanıyıp, onun ile konuşup, yapacağı yatırımlar için fikirlerini-düşünceleri alıp da önerilerine uymayan, sonrasında ise Ömer Tömek Hoca bunu söylemişti demeyen sanırım ben de dahil hiç kimse yoktur. Hatıraları, gerçekleşebilir hayallerinden fazla olan insanlardan uzak durmaya gayret ettim, halen de buna uymaya gayret ediyorum. Ömer Tömek Hocamızdan hatıra duymadan sürekli yatırıma, üretime, istihdama,kooperatifleşmeye, ülke kalkınmasına yönelik söylemler işittim. Bizlerin eksiklerini gidermeye çalışmaktan, yönlendirmekten,ülkemiz tarım ve hayvancılığına katkı sağlama gayretinden, çok değerli kızı sevgili Sümer’e ve Sevgili Başat’a ne nasihat verme, ne de eksiklerini söyleme fırsatı bulamamıştır diye düşünüyorum. Ama kendisi kadar gölgesi de büyük insan Ömer Tömek Hocamızın gölgesinde iki büyük değer daha ortaya çıkmaya yetmiş artmıştır diye inanıyorum. Başta anneniz Doç.Dr.Sumru Tömek Hanıma, Sevgili Sümer ve Başat’a, eşlerinize, çocuklarınıza, Te-Ta Teknik ailesine, sevenlerinize ve sevdiklerinize baş sağlığı ve sabır dileklerimle, Ömer Tömek Hocamızın yaşayan hatıraları ile ölümsüzlüğünün huzurunda saygı ile eğiliyorum.

Back To Top
Theme Mode